31 Ağustos 2017 Perşembe

142.Mektup



nicedir açık sular aradım sessizce boğulmaya

soldum ve sarardım ve kanayarak yanıldım

sularla örtülmüyor düşlerin yırtılan güzelliği

Haydar Ergülen

Can Yoldaşım,

Sessizim bugün. Çünkü nereye çevirsem başımı; sonunu getiremediğim ve kendimi hep eksik, suçlu,  hissettiğim yarım kalmış sözlerimle yüzleşiyorum. Ağustos sonu, bayram arefesi: hep bir şeylerin eksik kaldığı ya da unutulduğu, telaşın; sonu yorgunluk, düş kırıklığı olan beklentilerin ve heyecanların arefesi. Yaz sıcakları bitti, sabah serinliği gibi hüzün rengine büründü günler. Yan yana yürüdüğümüz, asmalıkahvenin bahçesindeki yol kenarı masasına oturup gelip geçenleri ilgisiz görünen bir merakla izlediğimiz, çayın rengine, gökyüzüne, geçmişin güzelliklerine, geleceğin belirsizliğine daldığımız günlerdeyiz.  

Hala umudum varsa, kendimi güçlü hissediyor, zorlukların üstesinden gelebileceğime dair inancımı koruyorsam sendendir. Yanımda olduğunu, beni izlediğini, yardım etmek için çırpındığını biliyorum. Belirtiler her şeyin bittiğine işaret etse de, çaresizliğin kollarına düşsem de korkmuyorum, ardında bıraktığın o garip cesaretin, mucizelerle sarmaş dolaş gezen umudun, saflığın kol kanat geriyor bana. 

Kırgınlıklar, yılgınlıklar, umutsuzluklar, acılar ortasında bile gülümseten anıların, hüzünlendiren sözlerin yaşadığımızı duyumsatıyor bize. Yaşam öykümüzün en gizli anlarını korumaya çalışırken zaman seni bizden alamıyor, unutturamıyor güzelliğini, iyiliklerini. Yarın hiç bir şey o eski bayram sabahlarındaki heyecanımızı, coşkumuzu, mutluluğumuzu getirmeyecek bize. Yerin hep boş kalacak, gözlerimizi yerden kaldırıp bakamaycağız yokluğunla karşı karşıya gelmemek için. Buruk gülümsemeler, hüzünlü öpüşler düşüncelerimizdeki yüreğimizdeki seni unutturamayacak. Hep bir aradayız, hiç kopmadık, hep sahip çıktık aile birliğimize. Senin için yapabildiğim ve hiç zarar vermediğim tek övünç kaynağım bu. Biliyorum senin için en değerli bayram hediyesi de bu.

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi