30 Haziran 2017 Cuma

140.Mektup







değil mi ki hayat sonsuza dek sürmez
ölüler asla dirilmezler
ve en yorgun ırmaklar bile
bir yerde ulaşırlar denize

(Algernon Charles Swinburne)

Can Yoldaşım,
Yorucu olurdu bayram telaşı, bir şeyler unutulur, son ana sıkışır, ucu ucuna yetişirdi yapılması gerekenler. Ramazan ayının son on gününden itibaren başlardı temizlik ve tatlı hazırlığı. Ne denli erken başlarsa başlasın son geceye sarkardı yıkanan perdelerin ütüsü, bayramlıkların seçilip göz önüne konması, kıyı köşenin süpürülmesi. Her yıl aynı heyecanla yaşanan bir bayram sabahı sevincine uyanmak için geç saatlerde gittiğimiz yatakta da uzun süre gözlerimiz kapanmaz ve aslında nasıl geçeceğini bildiğimiz önümüzdeki birkaç günün içimizi kıpırdatan enerjisiyle sabahı zor ederdik. Seninle bayram namazına giderken tek katlı evimizin giriş kapısı önündeki kaldırımı, iki basamak merdiveni süpürüp yıkar halde bırakırdık hep annemi. Yıllarca hiç değişmemiş, annemin belleğinde ödev olarak yer edinmiş bu kapı önü temizliği, sabah serinliği, sessiz caddenin canlılığına ilişkin hüzünlü bir kanıt gibi tellere tünemiş kumruların ötüşü gözümde hiç silinmeyen bir film sahnesi gibi zamana meydan okudu.

Babam yok, sen uzak hem yakın bir yaşamın kapı aralığında sürekli göz kırpıyorsun, annem yaşlandı, ablam yorgun, ben hep yokluğunuza isyan eden küçük kardeş hırçınlığında bu yalnızlığı bu hüznü kabullenemiyorum; artık terk etmek zorunda kaldığımız mutluluğu, umudu, yaşama sevincini geri istiyorum. Bizi bekledin mi? Yanına gelemedik bu bayram. Köyün yolu da, mezarlığa geçiş yaptığımız meydanı da çok bozuldu. Büyükşehir belediyesinin altyapı çalışması yüzünden araçlar girip çıkamıyor köye. Orman yolu kullanılıyor uzun süredir. Düş kırıklıklarını hiç yansıtmazdın, beklentilerin gerçekleşmese de umudunu yitirmez, her gelen yeni günün mucizelerine inanırdın. Bizden de kesme umudunu, sevgini esirgeme, seni sevindirmek için yaşıyoruz aynı zamanda, bu dünyadan geçip giden nefesin için, güzelliklere adadığın emeğin için yaşıyoruz ve sevgini diri tutmaya çalışıyoruz.

Senin sevdiğin gibi seviyoruz annemi, çocukları ve hayatı.  

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi