Senin
ölümün baba, bende
Bir anafora kapılarak
Yeniden doğuma dönüşüyor
Köklerini toprak altında saklama
Baba, oğlun daha yaşıyor...
Bir anafora kapılarak
Yeniden doğuma dönüşüyor
Köklerini toprak altında saklama
Baba, oğlun daha yaşıyor...
Ahmet
Erhan
Can
Yoldaşım,
Kendimce
geliştirdiğim bir hayat algoritmasının doğruluğuna inandığım küçük ölçekli
izlerinden biriydi haziran yağmurları. Mayıs ortalarından itibaren başlayan yaz
sıcakları mayıs sonlarında yerini serinliğe bırakır, yaklaşık on gün boyunca
güz mevsiminin fragmanını izlerdik. Kavurucu sıcakların bir özrü gibi olurdu
hışımla yağan yağmur. Bu baskını atlatırsak bağ neşesini buluyor, yeşiller
içinde nazlı bir sevgiliye benzeyen zarif dallarıyla salınmaya başlıyordu akşam
esintilerinde. Aşk oluyordu benzerini hiç görmediğimiz, gerçekliğine bütün
benliğimizle inandığımız. İçimiz içimize sığmıyordu, kanatlanıp uçacak gibi
çarpıyordu yüreğimiz; çiçek çiçek açıyordu düşlerimiz, umutlarımız insan
kokuyordu.
Ortak tanıdıklarımız zamana yenik düşüyor ve değişiyordu, evler
eskiyor ve yıkılıp yerine yenileri yapılıyordu. İnandığımız bütün değerler
bozunuma uğruyor, biz onların şövalyesi gibi geçmişin senle geçen
mutluluklarıyla kutsanıyorduk. Acılar hiç dinmiyordu, sadece kabullenmiştik
onları, yadsımıyor, birlikte bir kanadımız kırık soluk almayı öğreniyorduk.
Kıpır kıpır oluyordu içimiz, küçük şeyler seni anımsatıyordu, sanki
sözleşiyorduk yeniden bir arada olmak için, gün saymaya başlıyorduk; kavuşma
heyecanlarını bile özlemişiz, gözlerimizin içi gülüyordu. Sanıyorduk ki bu
ısmarlama sevinçlerimiz, devşirme mutluluklarımız senin de kapını aşındırıyor
ve seni de heyecanlandırıyordu.
Bu
yağmurların da sonu gelecek, yeniden filizlenecek içimizde hayata dair bir
şeyler. Ramazanın ilk günleri ama biz şimdiden bayram sevincini icat edip hedef
belirledik sensiz günlerimize. Ve hayat bütün rastlantıları, unutulmaya yüz tutmuş
ayrıntıları, yitirilip yeniden bulunan saklı
güzellikleri ile bizi sana getirecek.
Ey acılara tat veren
güzellik
Yüreğimize hoşgeldin
Geldin de…
Adnan Yücel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder