30 Ekim 2016 Pazar

132. Mektup



Ölü çıkmış eve döndü yüreğim!

Hüseyin Haydar

Can Yoldaşım,

Son birkaç yılın ardından yeniden üzümlerimize kavuştuk. Beklediğim, umduğum gibi olmadı aslında, o denli çabaya, masrafa karşın yılların bakımsızlığına yenik düştük yine. Mayıs ve temmuz ayları rasındaki bahar havası bozdu sonra, bu yıl çok güzel olacak derken salkımlar kendini besleyemedi, aralamayı iyi yapmadığımızdan taneler gelişmedi. Karışık bir görüntü çıktı ortaya, kimi asmalar gösterişli üzüm salkımlarıyla göz alırken kimileri seyrek ve cılız tane görüntüsüyle içimizi kararttı. 

Yine de yitirmedik yaşama sevincimizi ve umudumuzu. Pekmez yapma kararımızı uyguladık ve geçen hafta yaklaşık 500 kg pekmezi kaynatıp köşemize çekildik. On gün sürdü zahmetli işimiz, eski günlere dönüyormuş duygusunun coşkusuyla nasıl oldu bitti anlamadık ama, döndüğümüzde yorgunluk fazlasıyla çıktı.

Son iki üç gün akşam ayazına kaldık; kazanların altında yanan ateşin alevleri yüzümüzü yalarken, üşüyen kollarımız, titreyen içimiz, uzaklara dalıp giden  gözlerimiz çekingen bir mutlulukla kucaklaştı; yaşamak ve hissetmenin dolaylarında gezen yorgun bir atın terkisinde kanat çırptı ruhlarımız.

Neydi kazandığınız diyeceksin belki. Mücadele etme gücünü kazandık yeniden, her geçen gün sessizleşip ıssızlaşan köyün hüzünlü bağında senin izini sürerken gördük ki, biz saf düşlerimizin ardında koştukça ölümsüz ruhunun aydınlığıyla bulacağız yaşama sevincini. 

 

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi