30 Eylül 2016 Cuma

131.Mektup

Can Yoldaşım,


Senden sonra büyüsünü yitiren her güzelliğin ardından hüzünle bakıyor gibiyiz. Ne denli canlandırmaya uğraşsak da masumiyetinin hayat verdiği, yüreğindeki iyilik tohumlarını saçarak yeşerttiğin geçmiş günlerde kalan mutluluk bize geri dönmüyor. kocaman bir küskünlük bırakmış gibisin elinin değdiği her şeye. Ağaç o eski ağaç değil, toprak hırçın, asmalar boynu bükük, üzüm salkımları yemeden içmeden kesilmiş bir çocuk kırılganlığında. Zaman hep o eylül hüznünde, solgun renkler, sürekli bir üşüme duygusu, baktıkça içimizi titreten bir yalnızlığın soğukluğu, her yanımızda bir yürek çarpıntısı.Galiba umudumu yitiriyorum yavaş yavaş, senin olmadığın hiç bir yerde dinlenmiyor yorgun ömrümüz, yokluğunu yenip anılarınla yetinemiyoruz. 

Seni anlatmak, yazmak ve seni düşünmek artık yatıştırmıyor beni. Bende hiç dizginleyemediğin o deli hırs, coşkulu sevme ve varını yoğunu ortaya koyan deli cesaret de yoruldu sanki. Bir bakışından korkardım, gözlerinden okurdum öfkeni de, sevmeni de. Işığım sönmüş, yollarda arıyorum çocuk sevinçlerimi. Bana bir şeyler söylesin artık sen sussan da, yorgun ömründen artakalan yıllar, anılar, eşyalar, kitaplar ve şarkılar. Bu gece hiç umudum yok.

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi