Can Yoldaşım,
Yenilmek
nedir, ne zaman inanır ya da kabullenir insan yenildiğine?
Başarısızlık mıdır yenilginin yürekteki izdüşümü, yoksa
bir kısırdöngü içinde gözleri bağlı dönüp durmak mıdır?
Hep duvarlara tosladıkça, zamana yaydıkça mutluluk beklentisini,
düşlerin ölmeye başlaması mıdır yenilmek?
Sana
verdiğim sözler bulanık sularda yitip gittikçe, umudum azaldıkça
yeniliyorum Can Yoldaşım. Kusuru kendimde bulur oldum, içine sevgi
ve emek koymadığım hiç bir düş gerçeğe dönmüyor ve
dönmeyecek galiba. Dikenler kanatmalıydı ellerimi, avuçlarım
kabarmalıydı çapa sallamaktan, omuzlarım yara içinde kalmalıydı,
sırtım kamburlaşmalıydı ilaçlama yaparken, kör karanlıklara
değin dolanıp durmalıydım asmaların arasında, tek tek
gülümseyerek okşamalıydım dalları; en iyisi için hırslanırken,
varımı yoğumu harcarken alçakgönüllü anılarımızın önünde
saygıdan eğilmeliydim. Bugün ağlıyorum hırsımdan,
çaresizliğimden, adını ağzıma alamıyorum, seni özlemek bile
acı veriyor artık. İşte düşlerimiz, işte umut ettiklerimiz
diye sevinçle haykıramadan zamana bıraktığımız o güzel dünya
imgesi hep yaralanıyor, bir tümör gibi her yanımı ele geçiriyor
sözlerimi tutamanın üzüntüsü.
Bu
gece rüyalarıma girme, sana sarılamam, yüzüne bile bakamam.
Gücüm kalmadı artık, sana hiç yalan söylemedim. Oyuncağı
kırlmış bir çocuk gibi dünyayı görmüyor gözüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder