30 Nisan 2016 Cumartesi

126.Mektup



bütün engelleri yıkarak bir şarkıyla akar ırmak. ama dağ kalır, anımsar, sevgisi koşar sularının ardından.

Tagore 

Can Yoldaşım,


Hemen girişte merdiven altındaki kitaplığın alt rafında duruyor çerçeveli resmin. Öğretmenliğinin ilk yıllarından kalma o siyah beyaz çizgilerde masumiyetin, hafif yana eğik  başın, ıslak gibi duran siyah kirpiklerin, dalgalı saçların ve hüzünlü gözlerin gelip geçerken bizi izliyor sanki. Merdivenden inerken de çıkarken de sana seslenmeden geçmeyen annemin “oğlum, Mustafam! ” diye yankılanan acısı dokuz yıldır hiç azalmadı. Yıllar süren bekleyişi, ansızın çıkıp gelmeni dileyen umudu hiç tükenmedi. Dizinin dibine oturup sorduğun sorularla yönlendirdiğin hafızasının o çok derinlerindeki isimleri, yüzleri ve olayları içtenliğinin sularında ağır ağır kulaç atarken onun sol yanında büyüttüğü, canının bir parçası, oğlu değil; en yakın arkadaşı, dert ortağıydın. Hepimizin içinde gizli tuttuğu, kendimize özel bir can yoldaşı değil miydin? Bir parçamızı bulduk hepimiz sende. 


Ağır geçen hastalık nöbetlerinde senin ellerini tutarak sakinleşen, huzur bulan babam; son nefesinde de ellerini aradı, sıkıca tutup sevgine, özverine sığındı, duyduğu minneti sana son kez anımsatmak istercesine göçüp gitti aramızdan. Bir telaşla geçiyor günler, senden izler aradığımız buruk sevinçlerin yollarına düşmeye az kaldı. Gözlerimizde biriken yaşlar ondan, seni bu denli yoğun anışımız, çağırmamız ondan. Kıvrak adımlarla bizi bulursun diye haziran güllerinin arasında, umut edişimiz ondan. Sevinçli gözlerle dalıp gidersin belki, belki ıhlamur kokulu bir gülüşün yayılır yokluğunda hüzün yeşiline boyanmış yapraklara, çocukluğumuzun pamuk şekerleri gibi gökte gezinen bulutlara..


Bir şeyler değişti artık gözümde, bir şeyler önemini yitirdi. Sen de, babam da sadece arkada bıraktığınız bizler için kaygılandınız. Bu duygunun ağırlığını anladım artık, onu bu denli ağır kılanın da sevgi olduğunu bildim. 




bırak da yükseleyim o gökte, ıssız sonsuzluğunda
bırak da bulutlarını yarıp kanat açayım güneşinde

Tagore 

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi