orada, kedilerin dallarda uyuduğu bahçede
ışık da sendin gölge de
bendim kirpiklerine tutunan uzaklık
Şükrü Erbaş
Can Yoldaşım,
Biz farkında bile değildik
sanki, kan ve gözyaşıyla yoğrulan günlerimizi kanıksamışız artık. Aslında iç
burkan bir durum insan yanlarımızın usu usul yitip gittiğinin ayrımında
olmak. Akışını engelleyemediğimiz
olayların damgasını vurduğu bir tarihi kesitin sınırları içinde kaçış yollarını
arıyorum çoğunlukla; sessizliğe, yürek sızılarının son bulduğu sakinliğe doğru.
Bir resimde, bir dizede, bir anıda geçmişe dönmeyi, bütün bu çalkantılardan
uzaklaşmayı özler oldum son günlerde. Galiba bu kaçışın adresi bağ olacak. İki
yıldır yitirdiğim zamana ve boşa kürek çekip yanılarak yok yere harcadığım
umutlarıma yanıyorum. Gerek maddi sıkıntılar ve gerekse başında durup istediğim
gibi yönlendiremediğim için yenilenmesini bir türlü sonlandıramadığım ev ve bağ
kısmen de olsa bu yıl canlanacak gibi.
Kötü insanlar tanıdım,
varımı yoğumu paylaştığım halde bana köstek olan. İyi insanlar tanıdım beni
yeniden ayaklandırıp umudumu hep taze tutmamı sağlayan. Ama soracak olursan hep
bir düş kırıklığından ibaret hayat. Senden sonrası aramadım hiç bizimkine
benzer bir yaşam ortaklığını, bana bıraktıklarının o değerli anılarını korumaya
çalıştım, içimdeki o sonsuz matemi anlamayacağını bildiğim kimseyle paylaşmadım;
hissedersen incinirdin, o gözlerin ıslanırdı belli belirsiz uzaklara dalardın
kendini feda ettiğin iyiliklere, güzel düşlere olan saygısızlıkları. Bir tek bu
sözümü tutabildim sana karşı. Omuzumuza konan ürkek bir kuş inceliğindeydi
sevgi, onu kaçırmamak için gözümüz gibi baktık hep. Senden sonrası da hep aynı
yürek sızısıyla sürdü.
Bu bahardan umutluyum. Eski
günlere dönecek gibiyiz seninle. Yeşiller içinde, gül kokularının, dalları
sallayan yaz esintilerinin, gece başımızı kaldırıp baktığımız yıldızların sonsuzluğu
altında ürperen kimsesizliğimizin geri döneceği günlerin yamacındayız. Gül
yüzün ay ışığıyla yansıyacak bir gece yaşlı çınarın gölgesine, hayat yeniden farkımıza
varacak.
son yağmurlar da dindi dinecek
yazın habercisi kırlangıç
saçakta
senin o atlıkarınca gülümseyişinle
Cevat Çapan
babam gelirdi ve akşam olurdu
bahçedeki akasya ağacı
gün boyu biriktirdiği kuşları
birer hayal topu olarak uzatırdı yatağımıza
Şükrü Erbaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder