22 Şubat 2016 Pazartesi

124.Mektup


orada, kedilerin dallarda uyuduğu bahçede
ışık da sendin gölge de
bendim kirpiklerine tutunan uzaklık
 
Şükrü Erbaş
 
Can Yoldaşım,
 
 
Biz farkında bile değildik sanki, kan ve gözyaşıyla yoğrulan günlerimizi kanıksamışız artık. Aslında iç burkan bir durum insan yanlarımızın usu usul yitip gittiğinin ayrımında olmak.  Akışını engelleyemediğimiz olayların damgasını vurduğu bir tarihi kesitin sınırları içinde kaçış yollarını arıyorum çoğunlukla; sessizliğe, yürek sızılarının son bulduğu sakinliğe doğru. Bir resimde, bir dizede, bir anıda geçmişe dönmeyi, bütün bu çalkantılardan uzaklaşmayı özler oldum son günlerde. Galiba bu kaçışın adresi bağ olacak. İki yıldır yitirdiğim zamana ve boşa kürek çekip yanılarak yok yere harcadığım umutlarıma yanıyorum. Gerek maddi sıkıntılar ve gerekse başında durup istediğim gibi yönlendiremediğim için yenilenmesini bir türlü sonlandıramadığım ev ve bağ kısmen de olsa bu yıl canlanacak gibi. 

Kötü insanlar tanıdım, varımı yoğumu paylaştığım halde bana köstek olan. İyi insanlar tanıdım beni yeniden ayaklandırıp umudumu hep taze tutmamı sağlayan. Ama soracak olursan hep bir düş kırıklığından ibaret hayat. Senden sonrası aramadım hiç bizimkine benzer bir yaşam ortaklığını, bana bıraktıklarının o değerli anılarını korumaya çalıştım, içimdeki o sonsuz matemi anlamayacağını bildiğim kimseyle paylaşmadım; hissedersen incinirdin, o gözlerin ıslanırdı belli belirsiz uzaklara dalardın kendini feda ettiğin iyiliklere, güzel düşlere olan saygısızlıkları. Bir tek bu sözümü tutabildim sana karşı. Omuzumuza konan ürkek bir kuş inceliğindeydi sevgi, onu kaçırmamak için gözümüz gibi baktık hep. Senden sonrası da hep aynı yürek sızısıyla sürdü.

Bu bahardan umutluyum. Eski günlere dönecek gibiyiz seninle. Yeşiller içinde, gül kokularının, dalları sallayan yaz esintilerinin, gece başımızı kaldırıp baktığımız yıldızların sonsuzluğu altında ürperen kimsesizliğimizin geri döneceği günlerin yamacındayız. Gül yüzün ay ışığıyla yansıyacak bir gece yaşlı çınarın gölgesine, hayat yeniden farkımıza varacak.

son yağmurlar da dindi dinecek
yazın habercisi kırlangıç
saçakta
senin o atlıkarınca gülümseyişinle

Cevat Çapan


babam gelirdi ve akşam olurdu

bahçedeki akasya ağacı
gün boyu biriktirdiği kuşları
birer hayal topu olarak uzatırdı yatağımıza
 
Şükrü Erbaş
 
 



Hiç yorum yok:

Blog Arşivi