20 Aralık 2015 Pazar

122. Mektup



          
Patikamsın benim
Önümde incecik uzanan
Seninle kurtuluyorum içimin
Ormanından

(İsmail Uyaroğlu)


Can Yoldaşım


özlemek güzeldir” dedi Toprak, daha beş yaşındaki yüreğinin bütün duruluğuyla ve bütün çocukların sesindeki o saflıkla. “neden Toprak?” diye sordum, “neden güzeldir özlemek?”... “Çünkü..” dedi, “yeniden bir araya geldiğimizde sarılırız, daha çok severiz..”

Kimbilir belki de yıllardır beni esir alan özlemenin en kısa ve en duyarlı açıklamasıydı bu sözler. Daha en başından beri, yeniden bir araya geldiğimizde daha sıkı sarılmak için, daha çok sevmek için özlüyordum seni. İçimdeki bağlılığı bunun için büyütüyordum. Resmin hep başucumdaydı, sözlerin kulağımda, anıların belleğimde, beni büyüten, hayata hazırlayan, biçimlendiren can yoldaşlığın yüreğimdeydi; bu özlemenin sonundaki o sıkı sarılmayı, daha çok sevmeyi bekliyordu..

Ben gezgindim senden sonrası. Deliliğin sınırlarında dolaştım, acının uçurumlarında en derinlere doğru düştüm, bitimsiz yolların gizeminde yuvarlandım. Kendini çok şey sanan hiçleri tanıdım, aldatmanın kölesi olmuş kör yürekleri, ne pahasına olursa olsun kazanmak üzere yola çıkanları ve hep kaybedenleri gördüm. Yüzündeki o acı gülümseme kaldı bana; nice yalanın, iki yüzlülüğün, acımasızlığın kol gezdiği insanlık pazarında aklıma ve yüreğime siper olan.En zayıf noktam sendin, yokluğundu; bunu keşfedip da yaklaşanların sahte duygularıyla kaç kez başa döndüm, kaç kez yeniden başladım.Elleri boşluğu kucaklayan bir kör ebeydim önceleri, sonra hissetmeyi ve farkına varmayı öğrendim şaşırarak; sahte duyguların pazarında ne senin ne de benim dönüp de bakmayacağımız o küçücük kazanımlar adına kurulan tezgahların sırrını. Ben gözümü kırpmadan, elimin tersiyle ittikçe onlar birer körebe oldu, beni yakaladıklarını sandıklarında yitiriyorlardı saygınlıklarını, kişiliklerini, güvenimi, sevgimi...

Sana umut dolu sözler veremiyorum bu kez. Ama gözün arkada kalmasın, için sızlamasın hiç; bana bıraktığın sevgi dolu dünyamıza değer bilmeyenler adımını atamayacak,anıların çiğnenmeyecek, kırılıp dökülmeyecek hoyrat ellerde. Bir garip meydan savaşı bu, belki kazanacağım, sabaha karşı dalıp kendimi kollarına bıraktığım bir derin uyku rüyasında gelip sarılacaksın belki bana mutlulukla. Sana verdiğim sözler, ardından sahiplendiğim umut dolu düşler anlam kazanacak o zaman.

Özlemek bu nedenle güzel can yoldaşım. Çünkü daha sıkı sarılacağız ve daha çok seveceğiz.





Hiç yorum yok:

Blog Arşivi