31 Mart 2014 Pazartesi

103. Mektup



Can Yoldaşım,
Yazdığım her mektupta mart ayı gelince, bağ hakkında sana bilgi verdim. Ekonomik sıkıntılar, bütçe darlığı, tasarladığım programda ortaya çıkan aksamalar beni zora sokup sana karşı yalancı çıkarırken ayrı bir üzüntü konusu olmayı da sürdürdü hep. Sonuç olarak birlikte düşünü kurduğumuz bağ evinin eksik olarak sayabileceğim yer kaplamaları ile çevre düzenlemesi kaldı.. Öte yandan bu yarım kalan işleri bir kenara itip bağa yöneldim.

Rastlantı sonucu tanıdığım Manisa'lı bir bağcının gördüğü ve incelediği bağ için uygun  çalışma modeli tasarladık. O da bir hayli masraflı. Önce bu adamın önerdiği budama biçimi için Manisa'dan amele bulup bir günde budamayı bitirdik. Şimdi eski bağ direklerini söküp yenilerini dikeceğiz asmalar çiçeklenmeden. Yeni teller çekip gençleştireceğiz bağı. Aralardaki boşlukları dolduracağız. "Bir yılda normale döner" diyor Ahmet.

Ağır borçlar altına girdim ama hiç korkmuyorum; seninle tasarladığımız her güzelliğin peşindeyim hiç yılmadan.
Maddi ve manevi çok sıkıntı yaşadık seninle. Ortak kaygımız gelecekti, iktidarın kendinden olmayanları sindirmeye çalıştığı; yaşama, çalışma, ekmeğini kazanma hakkını elinden aldığı "mahalle baskısı" kılığında üzerimize çöken zor zamanlarda düşüncemizi, duruşumuzu hiç değiştirmedik. Yolumuzda yürüdük ağır aksak. Ama hep başımız dikti ve onurumuza söz getirmedik. Hep söyleyecek bir sözümüzün olduğuna inanırdın. Şimdi o sözü söyleyecek alanlara çıktım can yoldaşım. Belki başarılı olur, geçmişe dair yarım kalan hesaplarımızı görürüm; umudumuzu kıranların, emeğimizin hakkını çalanların önünde dimdik durur, huzurla gelirim yanı başına.




Hiç yorum yok:

Blog Arşivi