
Su başında durmuşuz
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınara,bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.
(Masalların Masalı / Nazım Hikmet)
Can Yoldaşım,
Şehrin kendine özgü gürültüsünün, tozunun ve dumanının birbirine kattığı günlerimizin duldasında yatan bir düştü ancak uzakların içimizi burkan imgesi. Başımızı kaldırıp gözlerimizi diktiğimiz o uzakları aydınlatıp belirgin kılan güneşın sarı ışığı altında parıldayan tarlalar, göğe uzanan köy minareleri, uzayıp giden yollar içimizi kıpır kıpır yapar, herşeyi bırakıp kaçıp gitme isteğini uyandırırdı. Sanki yürüsek, koşup gitsek o yeşil dünyalara kavuşacakmış gibi sandığımızdan dellenen yüreğimizi, yel olup giden çocuk aklımızı uçarcasına sıklaştırdığımız adımların tutsağı yapardık. Trenlere karşıcı duran istasyon kahvesinde yatışırdı heyecanımız, coşkumuz yorulur, ateşimiz sönmeye yüz tutardı. Zamanından çok sonra gelen nazlı tren vagonlarının hüznü gölgelerdi nedensiz sevincimizi.
Gelecek günlerin sisine gömerdik yaşam düşlerimizi, umudumuz törpülenirdi biraz; direncimiz kırılır, içimiz ezilirdi belki ama aşkımız hiç yara almazdı; nine dede yadigarı ve baba hatıralarını yaşatan toprağa duyduğumuz.
Şimdi yine gözümü diktiğim o uzaklara bir kanadı kırık bakıyorum, ağır aksak uçuyor düşlerim, gözlerim seni arıyor dalıp gittiği maviliklerde, içimde hep o aynı inanmazlık duygusunun tırmaladığı yokluğunla sonsuz bir çaresizliğin ve yalnızlığın kapı eşiğindeyim.
Bana yardım et, düşlerimize ulaşayım, tek başıma gözümde büyüyor hayat, ellerimden tut güç ver bana, yorgunum çünkü senin adına yaşamaktan. Sen de benimle yaşa, yeniden göreyim o kısık bakan gözlerini, acılı sesini yeniden duyayım, ekmeği tuz ve naneye banıp "nane ana kokusudur" diyen güzel yüreğinde gülsün kimsesizliğim. Gülüşümü bilirdin, hüznümü, acımı da. Ellerini özledim saçlarımı okşayan, yeniden avut beni, umudum kırık, teselli ver bana, kendime geleyim.
Yaşamak ne güzel şey
TARANTA - BABU
Yaşamak ne güzel şey
Anlıyarak bir usta kitap gibi
bir sevda şarkısı gibi duyup
bir çocuk gibi şaşarak
YAŞAMAK
Yaşamak
birer birer
ve hep beraber
ipekli bir kumaş dokur gibi
Hep bir ağızdan
sevinçli bir destan
okur gibi
YAŞAMAK
(Taranta - Babu'ya Beşinci Mektup / Nazım Hikmet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder