31 Aralık 2010 Cuma

66. Mektup

Can Yoldaşım,

1.
Yorgunum, gözlerim kapanıyor usul usul. Zamana direnmeye çalışırken ruhum ve  bedenim, uzun yolları yürüyor gözlerim, yüreğim o güçlü ışıklarını özlüyor yaşamın. Neye benziyor bu yalnızlık, nasıl anlatmalı geçen zamanın koynunda yitip giden öksüz günleri? Yorgunum, gözlerim kapanıyor usul usul, uyusam biraz; dalıp gitsem tanımsız duyguların, yeri yurdu olmayan, ucu bucağı belirsiz ülkelerin atlasında kendimi arasam ve  bulsam kimi kimsesi olmayan düşlerin yamacında. Ve sen gibi, sen gibi aynı, o sonsuz uykunun kollarında yeniden doğsam, büyüsem sevdiklerimin göz bebeğinde. Yorgunum, hep yorgunum sen gibi. Ölüp ölüp dirilerek süren bir yaşam bu, seni özleyerek sürüklenen acının girdabında ve sonra kök salan seni sevmeyi hiç ertelemeden dal budak salan, çiçeklenen, meyveye duran  ve bir güz yangınında kuruyarak boynunu büken. Bahar bir kansız bir devrimdir kuruyan, duran, susan pusan her şeyin yeniden ayaklanıp meydan okurcasına kendini gösterdiği. 

Yorgunum, gözlerim kapanıyor, satırlarım arasına uzun bir suskunluk giriyor, gün ola harman ola, yarın seni daha çok özleyeceğim, yarın seni daha çok seveceğim. Avutmuyorum seni, yarın sana uyanacağım.
 

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi