30 Eylül 2010 Perşembe

63.Mektup


Sessizce çalışırım çocukluğuma.Yüreğinde
masmavi ayazları taşımaya hükümlüyüm
Ne kadar firari de olsam son canlı tanığıyım orkidelerin
Başka hayatlardan geçer hayatım.
(Özkan Mert)


Can Yoldaşım,
1.
Yüzü, rengi, bulutu, yağmuru ve hüznü sana benzeyen günlerin eşiğinde, sevdiğin mevsimdeyim. "Ben düşüncelerimle başbaşa kalmamalıyım, kafamı sürekli bir şeylerle meşgul etmeli, ruhumu oyalamalıyım. Kendimi dinlersem bütün muzırlıklar, başıboş, ipe sapa gelmez şeyler bana musallat olur..." derdin. Kendimi yaşamla oyaladığımın ayrımına vardım, zamanın dizginlerini ele alıp ruhumu deli bir atın sırtında bozkır yalnızlıklarına salmış  gibi koştururken; arkama bakmamayı, hep ileriye doğru atılmayı keşfetti yüreğim. Ama yoruluyor o deli at,  bir ağaç gölgesinde, sessiz akan su başlarında, günsonu esmerliğinin bir saatinde durup soluklanıyor ve o zaman sesin yankılanıyor içimde, yokluğunla baş başa kalıp daralmaya başlıyorum. Ansızın sarsılıyor bedenim, bağıra çağıra ağlamak isteği esir alıyor umarsızlığımı, seni haykırmak istiyorum..Hani o şiiri ciğeri yana yana söyleyen "adamın" dediği gibi "Yani sen şimdi gittin, yani yoksun," inanmazlığıyla dağlara çarptığını, göğü delip bulutlarda dolaştığını duyumsuyorum acılı başkaldırısının sana susuzluğumun.

2. 

Bir göç telaşındayız. Yerimizi değiştirip yeni ufuklara doğru kanatlandırırken öksüz ömrümüzü; buruk sevinçlerimizi, yürek çarpıntılarımızı, hüzünlerimizi ve sonsuz bir belirsizliği de sarıp sarmalayarak çıktık yola. Pencere önü çiçeklerimiz, kuşumuz, kırık dökük eşyalarımız ve umudumuz yeni yerine alışma kaygısıyla uzaklara dalıp dalıp giderken; sen gözlerinde ışık ve coşkulu bir sevinç ile girdin düşlerimize. Bizden önce seviverdin mi yoksa yeni evimizi? Yüreğime su serpildi biraz, içim rahatladı, sanki onayını almış gibi mutluluk duydum. Galiba terasımızda güzel çiçeklerimiz, ağaçcıklarımız olacak, dilinin söylediği, yüreğinin istediği güzellikleri yaşatacağız senin için. Belki hünerli ellerinin değip de cennete çevirdiği harikalar gibi olmayacak yaptıklarımız. Ama hep seni çağırıp, seni söyleyecekler. İçimizde yaşayıp canını, ruhunu vereceksin mutluluğumuza.

3.


Gövdemi okumayı öğrendim
yeryüzüne dokunmayı
Merak ettim her şeyi: Yıldızlar ölünce
nereye gömülür? Titicaca Gölü
bir uçurtma mıdır dağlara takılı kalmış?
Peru kimin kalbidir?
Belki de sihirbazım ben: Bir okyanus yetmez
ama üç okyanusla boyarsınız ceketimi 
kuşlar bile fışkırtırım astarından.

(Özkan Mert)

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi