
Bineğin küfeleri
Sürünür ılgınlara
Sağlıklı yüzü terli
Babam Urla'dan döner
Gökler üç aydır mavi
Yeşil badem altında
Kuyu taşında anam
Elinde kova güler
Güzel bellek varsın ya
Urla yine bahçe bağ
Bütün sevdiklerim sağ
Kim dedi ki öldüler
(Necati Cumalı / Urlalı' lar / Kuleli Bağ)
Sürünür ılgınlara
Sağlıklı yüzü terli
Babam Urla'dan döner
Gökler üç aydır mavi
Yeşil badem altında
Kuyu taşında anam
Elinde kova güler
Güzel bellek varsın ya
Urla yine bahçe bağ
Bütün sevdiklerim sağ
Kim dedi ki öldüler
(Necati Cumalı / Urlalı' lar / Kuleli Bağ)
Can Yoldaşım,
Kendi annemiz gibi sevip benimsediğimiz, her acı günümüzde tatlı dili ve güleryüzüyle yanıbaşımızda bulduğumuz 'Hayriye Hanım Teyzeyi' de yitirdik bugün. O güzelim adının harflerini yuta yuvarlaya 'Hayram Teyze' ye dönüştürdüğümüz eski mahallemizin sevecen komşusu, güzel insan, küçük bedenini alıp bir kuş gibi uçup gitti aramızdan. Yüzünün aydınlığı, yumuşacık sesi ve içinden akıttığı sevgiyle her gün görüp dualarıyla büyüdüğümüz, elini saygıyla öptüğümüz ve hayırla andığımız; yaşamın acılarını, dünyanın boşunalığını çekici kılan insanlardan biriydi o. Çünkü böylesi kişilikleri görüp tanıdıkça bağlanıyor insan yaşama, iyiliklere inanıyor, adalete güveniyor. Geçip giden zamana direnen iki evin sahipleriydik. Tek katlı, bahçeli evlerin hüzünlü vedalarının yaşandığı 'yap-sat'çıların altın devri hükmünü sürerken; iki adımlık kapı eşiklerinde parayla pulla satın alınamayan dostluğun, gönül bağının, yaşam ortaklığının bölüşümlerini sunardık birbirlerimize. Akasyaların gölgesi koyulanıp yazsonu serinliği çöktüğünde, sulanıp daha da serinletilen sardunya kokulu ikindi çaylarının şekerine benzeyen komşu muhabbetlerinin tatlı öznesi olarak kalmış hep aklımda. Düşkırıklıkları, yokluklar, acılar içinde bile analık bilincini, özverisini yitirmemiş 'Hayram Teyze'nin manevi evlatlarıydık biz. Onun toprağında büyüdük, serpildik, sonra ayrı düştük. Ama her sıkıntıda bizi buldu, sırtımızı sıvazlayıp güç verdi. Sabah haberini aldığımda gözlerim dolarak yürüdüm yollarda, içine sabrını, metanetini, olgunluğunu sevecenliğini, direncini akıttığı yaşam ilgisizce akıp gidiyor gibiydi. Kolu kanadı kırılan iyi güçleri dünyanın gözyaşlarını tutamazken, duyarsızlığın ve saygısızlığın gulyabanileri gülüyordu.
Ne garip her ayrılık bana seni anımsatıyor, her güzel insanın yitişi bir kez daha öksüz bırakıyor duygularımı. Hangi duyarlığın kovuğuna gizlenmiş, hangi acının koynunda yıllanıp olgunlaşmamaktadır iyiliklerin yalnız perileri? Yaşamın bir yerinde durup zamanın sesini dinlerler, uzaklardan ıslığını çalar hüzün, güçlü bir yel savurur düşlerini, alçakgönüllü sevinçlerini; o ışığı bulur yalnızlığını, dudaklarında başlayıp gözlerine doğru yayılan kırık gülümsemelerin.
Seni hiç zamanın kayıtsızlığına terketmedik can yoldaşım. Gittiğimiz yeni yerlerde de yaşayacaksın. Kokun, gülüşün, aydınlığın, yüreğin ve sesin gelecek bizimle. Düşlerin kaldığı yerden canlanıp ruhunun güzelliğiyle yaşam bulacak. Üzüntülerimizi, seni incitenleri, kolunu kanadını kıranları, aç ruhları, duyarsız yürekleri, acımasız anıları, cam kırıkları gibi ömrümüzün batan ve kanatan yıllarını terkettik. Geleceğin bir yerinde durup bekleyen aydınlıklara yürüyeceğiz, sıcak soluğun yanıbaşımızda, seni yarınlarda da seveceğiz.
Ne garip her ayrılık bana seni anımsatıyor, her güzel insanın yitişi bir kez daha öksüz bırakıyor duygularımı. Hangi duyarlığın kovuğuna gizlenmiş, hangi acının koynunda yıllanıp olgunlaşmamaktadır iyiliklerin yalnız perileri? Yaşamın bir yerinde durup zamanın sesini dinlerler, uzaklardan ıslığını çalar hüzün, güçlü bir yel savurur düşlerini, alçakgönüllü sevinçlerini; o ışığı bulur yalnızlığını, dudaklarında başlayıp gözlerine doğru yayılan kırık gülümsemelerin.
Seni hiç zamanın kayıtsızlığına terketmedik can yoldaşım. Gittiğimiz yeni yerlerde de yaşayacaksın. Kokun, gülüşün, aydınlığın, yüreğin ve sesin gelecek bizimle. Düşlerin kaldığı yerden canlanıp ruhunun güzelliğiyle yaşam bulacak. Üzüntülerimizi, seni incitenleri, kolunu kanadını kıranları, aç ruhları, duyarsız yürekleri, acımasız anıları, cam kırıkları gibi ömrümüzün batan ve kanatan yıllarını terkettik. Geleceğin bir yerinde durup bekleyen aydınlıklara yürüyeceğiz, sıcak soluğun yanıbaşımızda, seni yarınlarda da seveceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder