31 Temmuz 2008 Perşembe

27. Mektup


Neyinden tanırım
gülüşünden belki
boynu biraz yana eğik
biçilmeyi bekleyen o bir sap ekin

Neyinden tanırım
gülüşünden belki
rüzgar çıkıp da götürmezse
boşalmaya hazır o bir tutam bulut

Neyinden tanırım
karınca adını alışından
göze görünmez adımlarla
sabrı yürüyüşünden belki

Haksızlığı gözyaşıyla sorgulayıp
öfkeyi gösterişsiz yaşayışından
boyunca oğul yetiştirir gibi
her kitabıyla biraz daha çoğalışından

Halkın ekmeğini yoğurmaya
adanmış ellerinden belki de
tutanağı yazılırken sorsalar
neyinden tanırsın diye Asım'ı

(Temmuz İçin Yaralı Semah / Tutanağı Yazılırken / Kemal Özer)

Can Yoldaşım,

Yarın 1 Ağustos 2008. Aramızdan kokunu, sesini, gözlerini alışının, ellerini bu dünyadan çekip gidişinin birinci yıl dönümü.

Bazen bir düş gibi geçiyordu zaman, bazen yaşlı bir nehir gibi.

(Bin Yapraklı Lotus / Bakır - Bölüm V. Sayfa 16/ İnan Çetin)


Sonsuz ve derin bir uykudaydım. Bin türlü halini yaşadım yokluğunun. Sana doğru yürümekten yoruldum. Yaşlı ve bilge bir çınar ağacının gölgesinde dinlendi ruhum. Kaç zamandır içinde yitip kuytularında biriken acılarla yoğrulduğum ıssız bir orman bilinmezliğindeki yaşamın, dalların ve yaprakların arasından damıtarak küskünlüğüme sunduğu umutlarla avundum. Varlığını bütün canlılığıyla içimde soludum, sabahları ellerini tuttum, geceleri ay ışığında parlayan salkımların hüzün renkli gölgesinde sesini duydum ve duruldum ağlaya ağlaya, sular gibi...Zaman - ki, o suların akışına benzemektedir, yokluğuna değip çıplak bıraktığı ömrümün senden aldığı renklerini hiç solduramadı, yerini hiç bir sevinç dolduramadı. Ayrılığında bile seninle gülüp sevinmeyi öğrendim.

Yarın ayak seslerimizden tanıyacaksın bizi. Sıcak soluğumuzu duyacaksın yanı başında. Gözyaşlarımız büyütecek toprağının derinlerine kök salmış o çiçeği. Dalları ve yaprakları sen kokacak, tazeliği içimize sinecek elimizi sürdüğümüzde. Benim güzel kardeşim; toprağının bereketinde yeşersin umudun, yorgun gözlerin gecelerin karanlığında ışısın, o benzersiz ruhun kuşlar gibi kanatlanıp hüzünlü ufkumuzun göğünde uçsun.

Seni çok özledik...

Pencerene kar buğusu bıraktım
Belki adımı yazarsın diye
Belki beni çizersin diye
Pencerene kar buğusu bıraktım

(Sahibinden Satılık / Pencere / Ahmet Erhan)

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi