27 Kasım 2007 Salı

12. Mektup


Senin gölgen Aydınlık mı
Kara pencereler üstünde
Parlak öylece gölgen
Senin gölgen aydınlık

(Hang Yong-Un / Ters Orantı)

Can Yoldaşım,

Artık gözümden düştü, yaşamak dediği insanın, bir kör kuyuya düşüş; tutkunun, hırsın, sahip olma duygusunun bilediği açgözlülüğün peşinde bir kördöğüşü. Yalan dolanla beslenen duyguların derin olmayan sularından geçiyor insan ilişkileri, boğulma korkusunu hiç yaşamadan, gereken bütün önlemler alınarak yerine getiriliyor 'sosyal bir varlık' olmanın sorumlulukları. İçtenlikten uzak, denetimli, özgür olmayan, sınırları belli bir akış bu. Sıradanlıktan uzak, çizgi dışı bakış açısının yönettiği ayrık kişilikleri çekici kılan da diğerlerinin standartlarının dışında düşünüp davranmaları. Düşündüğümüz ve uyguladığımız çoğu şeyi 'insancıl' bulduğum için seviyorum. Seninle geçirdiğim doyumsuz zamanların en güzel hediyesiydi, yaşama ilişkin anlatıp bana aşılamaya çalıştıkların.

Bahar aylarında budamasını yaptırdığın zeytin ağaçlarının arasında dolaşırken düşündüm bunları. Özene bezene bakımını yaptırdığın zeytin ağaçlarının son halini göremeden ayrıldın aramızdan. Sevdiğin insanlar için yaptıklarını görüp mutlu olmak, onurlanmak şansına pek sahip olamadın ömrün boyunca. Sana düşen hep düşünüp taşınarak, tasarlayıp hazırlayarak birilerinin önüne varlığını, olanaklarını, emeğini sunmaktı. Rastlantılar diktiğin fidanların ağaç olup verdiği meyveleri görmeni çoğu kez engelledi:
Hep derler ki, hayat insanın elinde olan bir şeydir, insan kendi kaderini çizebilir. Sakın inanmayın. Hayat bizim asla bilemeyeceğimiz rastlantılarla çizilmiş bir kaderin elindedir.

(Kürşat Başar / Başucumda Müzik / Sayfa : 217)
Belki bu satırlar çok iddialı bir anlam taşıyor. Ancak olayların gelişimi, duyguların ve düşüncelerin zamanı algılayış biçimi, insanın istem dışı durumlarda karar verme mekanizmalarını harekete geçirebilme yetisinin ivmesi, bir bütün olarak, 'rastlantı' denilen dizginlenmesi zor dokunuşları yapılandırıp yaşamın akışına katıyor. Sonuçta, insanın kişisel çabalarıyla rastlantıların ortaklaşa kurguladığı, yazgının kaçınılmazlığını gösteriyor, yaşamın bilinmezliklere açılan penceresi.

Eski zamanda böyleydi her şey
Acılı yüreğim

koca bir beyaz kuş olup göğe yükseldi

(Yosano Hiroshi'nin 'Aşk Şiirleri' nden 1910)

1 yorum:

... dedi ki...

Ölüm hepimiz için var.Önemli olan aldığmız nefesin hakkını vermek.Abiniz anlattığınızdan faklı yaşayamazdı.Hiçbirimizin bütün yaptıklarımızın sonucunu görecek kadar ömrümüz olmayacak.Hayat biraz da göle maya çalmak galiba
SAĞLIKLA KALIN

Blog Arşivi