30 Nisan 2015 Perşembe

115. Mektup

...

Can Yoldaşım,

ozanın dediği gibi  "Uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam, / karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kabim…"
biliyordum, olmayacaktı bu mektupların karşılığı, en azından herkesin anladığı dilden. ben yazacaktım;  senin duyduğunu düşünecek, okuduğunu bilecek, küçük ayrıntılarında hayatın seni görecektim. başka kimse bilmeyecekti; belki tutkuyu, belki ölümüne bir bağlılığı duyumsayacaktı bu satırlarda. 
yıllardır hiç burkulmadı kalbim, çünkü karşılığı vardı bu mektupların.bir rüzgar esse, bir dize dolansa dilime, bir acıyla kavrulsa her bir yanım, bir umutla yüzüm gülse, yokluğun bir fırtına gibi bütün dallarımı allak bullak ederek, yüreğimi sallayarak gözlerimde tanımsız bir hüzünle birikse, işte o aktı akacak damlaydı sesin, yüzün ve ellerin.
günlerdir boş bıraktım mektubun başındaki üç noktanın ardını. ama sen anladın çok uzaklardan. sonsuz bir çaresizlikti onlar, tepeden tırnağa giyinmiş bir ilkyaz esintisiydi seni anımsatan, suskunluktu, diyecek bir şey bulamamak ve için için ağlamaktı. 

yani tuzun amcası, sevincin
öz kardeşi olan
en küçük bir kuşun gözleriyle
dünyaya baktığın zaman
her şey benim kalbimdir..

Turgut Uyar / Kalbindir


Hiç yorum yok:

Blog Arşivi