31 Temmuz 2012 Salı

86.Mektup


 (Resim: Bekir İnce)

...
yoktu
herşey
herkes
her alçaklık şu yeryüzünde
o
yoktu

(Hasan Hüseyin / Heryerde Birden Olmak)

Can Yoldaşım,
Bilmem neresindeyim ömrümün? Ne kadar daha acımı içimde yaşayarak zamanı tüketeceğim, ya da daha ne kadar özleyeceğim seni? Her sabah uyandığımda yokluğunla yeniden yüzleşmek, inanmaz gözlerle bakınıp seni aramak, sonra gerçeği kavrayıp geçmişin sislerine dalıp gitmek;daha nereye kadar benim güzel abim? Düşlerde görmek seni ve  yitirmek; yollarda aramak, hastaneye yatırıp hiç arayıp sormadan beklemek, umarsızca bir gün döneceğin umudunu taşımak ve seni düşlerde bile yaralamanın o tanımsız acısıyla uyanmak daha nereye kadar? Bir gün de sarılsaydık sana, kokunu duyup, sesinden dinleseydik hayatın umutlu ıslıklarını. Kızıp bağırsaydın, küsüp gitseydin, suratını asıp bir köşeye çekilseydin, biliriz seni, dönüp gelir daha çok severdin bizi. Çocukluğunun o yoksul zamanlarında, yaz tatillerini geçirdiğin köydeki dede evinin anılarıyla büyüttün içimdeki insan sevgisini. Mısır tarlasında domuz bekleyen dedemin öksürüğünü, karakızda ninemin pişirdiği yumurtayı anlatan özlem dolu sesini nerede bulayım ben şimdi, nasıl dinsin bu acı, dilimi anlayan yok ki, nasıl bölüşeyim yokluğunu?

Bugün seninle olan son gecemizin yıldönümü. Çocukluğumun uzak ve masum yıllarından kopup gelen sesimle sana yalvarsaydım yine: "Abi bu gece hiç uyumayalım!" diye. Yanına uzanıp kalsam, anlattığın hayatı dinleseydim korkulardan, acılardan uzak, sevginle yoğrulmuş ve yarınlarıma bütün varlığınla kol kanat gerdiğin. İstemeden teslim olduktan sonra uykuya, yine içinde senin olduğun umutlu bir sabaha kalksaydım.Yarın gidiyorsun oysa yeniden, sessizce vedalaşıp hayatla, herşeyini bırakarak gidiyorsun. Gülüşünü, bükük boynunu, hüzünlü gözlerini,umudunu, çiçeklerini, gözlüklerini, kitaplarını,sevdiklerini bırakarak maviliklerine dalıyorsun gökyüzünün, bulutların sırtına binip gidiyorsun yarın yine.

Geç de olsa, yıllar sonra da olsa o çam ve zeytin ağaçlarının dibinde yurtlandığın toprağa hayat vereceğiz. Başucuna güller dikip yüzünde gezdireceğiz mahçup ellerimizi. Çok sevip saygıyla andığın o eski zaman insanlarının diyarında sana sarılacağız, hiç unutmadık seni; her şey değişip eskirken ve eskiyen her şey de unutulmaya yüz tutmuşken.. Bütün tazeliğiyle anıların yanıbaşımızda durup seni anlatırken, dilden dile dolaşan bir türkü gibi seni söylerken yüreğimiz yine yüz süreceğiz bereketli toprağına ruhunun. Bizi bekle yine, çiçekler açacak yattığın o toprağın bağrında, sesimizi duyacaksın, ıslanacak yüzün gözyaşlarımızla, bayram yeri gibi şenlenecek günümüz, anlayacaksın tükenmek bir yana zamanla çoğalıyor sana olan sevgimiz..

...
o çekip gitti buralardan
o çekip gitmezden önce
bilmezdim gitmenin ne olduğunu
şimdi kim gitmelerden söz etse
karanlıkta bir baba
sessizce öpüyor çocuğunu

(Hasan Hüseyin / Mutluluk Benim Şirin'imdir

 (Resim: Bekir İnce)

3 yorum:

murat dedi ki...

O kadar güzelki yazınız okurken aglattı beni hepsini okuyorum hoşuma gîden yerleri paylaşıyorum.

murat dedi ki...

O kadar güzelki yazınız okurken aglattı beni hepsini okuyorum hoşuma gîden yerleri paylaşıyorum.

murat dedi ki...

O kadar güzelki yazınız okurken aglattı beni hepsini okuyorum hoşuma gîden yerleri paylaşıyorum.

Blog Arşivi