pencereyi kapama
gök dolabilir içeri
sen neyi görebilirsin
ıslak bir bulutun ağışını mı
gök dolabilir içeri
sen neyi görebilirsin
ıslak bir bulutun ağışını mı
pencereyi kapama
kuş dolabilir içeri
sen neyi taşıyabilirsin
kırık bir dalın yükünü mü
kuş dolabilir içeri
sen neyi taşıyabilirsin
kırık bir dalın yükünü mü
pencereyi aç
soluğun çıksın dışarı
sen büyütmedin mi ciğerinde onu
kokusu hayatı yıkasın diye
sen büyütmedin mi ciğerinde onu
kokusu hayatı yıkasın diye
pencereyi aç
sesin sarsın dünyayı
duyulur elbet ta ötelerden
yürek kendini tanır
sesin sarsın dünyayı
duyulur elbet ta ötelerden
yürek kendini tanır
(Arkadaş Zekai Özger – Pencere)
Can Yoldaşım,
Aniden bastıran yağmurun altında çırpıları toplarken sesini işitir gibi oldum, "gelin buraya ıslanıyorsunuz!".. Battaniyenin altında yorgun ve hasta sesinin uzanabildiği kadar yakındık sana..
Yağmurun içinden geçtim, seni aradım, merhametli yüreğini, karanfil kokunu, üzüm gözlerini ve boynu bükük yalnızlığını. Yine dinlemedim, tıpkı o zaman olduğu gibi. Yağmurun içine daldım, yeşil otların ıslaklığını duydum ta dizlerime değin.
Yağmuru tuttum, o kadar deli yani sana susuzluğum, sırılsıklam oldum, aydı kırk yaşım yine sensizliğe. Bağıra bağıra ağlayacak kadar özlemişim seni, bahar geliyor yeniden ve yeniden o büyük meydan savaşının eşiğinde direniyorum yokluğuna. Kazansam da, yitirsem de dönmüyorum geri, düşlerimizin peşinde koşarken gerçekleşmelerinden de korkmuyor değilim. Onların eteğine tutunup da çıkmışım yola, izini sürüyorum o güzel ruhunun.
Temiz şeyler düşündük, tertemiz;
Uzun yollar boyunca, beraber;
Eli elimde, yan yana, sessiz;
Çevremizde karanlık çiçekler.
Uzun yollar boyunca, beraber;
Eli elimde, yan yana, sessiz;
Çevremizde karanlık çiçekler.
Yapayalnız, kırda, yeşil gecede;
Yürüyorduk, nişanlılar gibi;
Gökte ay, masaldaki bir meyve;
Bölüştük o sihirli meyveyi.
Yürüyorduk, nişanlılar gibi;
Gökte ay, masaldaki bir meyve;
Bölüştük o sihirli meyveyi.
Ve öldük yosunlar üzerinde,
Uzakta, yalnız, o mırıltılı,
O dost ormanın gölgelerinde.
Uzakta, yalnız, o mırıltılı,
O dost ormanın gölgelerinde.
Sonra gökte, nurlarla sarılı,
Buldum seni, yaş dolu gözlerim,
Sevgili sükut yoldaşım benim..
Buldum seni, yaş dolu gözlerim,
Sevgili sükut yoldaşım benim..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder