
Şair?Fani neşeyi arama artık bizde
Şimdi biz bir hayale ağlarız için için
Tesellisi olmayan gönüllerimiz için
Sade ona kavuşmak tesellidir diyoruz
Ona kavuşmak için ölümü bekliyoruz.
Tesellisi olmayan gönüllerimiz için
Sade ona kavuşmak tesellidir diyoruz
Ona kavuşmak için ölümü bekliyoruz.
(Nazım Hikmet / Vehbi ve Nafi kardeşlerimin Acılarına:
Aldığım Bir Mektup / 1337 Mart Ankara)
Aldığım Bir Mektup / 1337 Mart Ankara)
Can Yoldaşım,


Bugün ayın kaçı?..
Uğur Mumcu 24 Ocak'ta öldürülmüştü..
Bir iki gün sonra Uğur'u da anacağız...
Ya öteki dostlar?..
Hangi birini sayalım?..
Bilge kişi ne demişti:
"-Doğada her şey küçük doğar ve büyümeye başlar; büyük doğup da zamanla küçülen tek şey acıdır..."
Doğru mu?..
Soruyu acı çekenlere yöneltmeli...
Peki, acı çekmeyen kişi var mı?..
İnsan sevdiklerini yitirerek yaşayan bir yaratık...
Acılar zamanla küçülmeselerdi, yaşama katlanmak olanaksızlaşırdı.
Ben acıların zamanla küçüldüğüne inanmıyorum, sevdiklerinizi yitirdiğinizde yaşamı katlanılır kılan duyduğunuz acının küçülmesi değil, onunla yaşamayı öğrenmeniz; ruhunuzun bir yanını hep eksik bırakan, özleminizi arttıran, tat alma duyunuzu körelten bu sonsuz üzüntüyü yönlendirebilecek bir avuntu kaynağı bulabilmenizdir. Yazdığım, okuduğum, izlediğim her şeyde seni bulmasam; yaşam yörüngemi seninle bölüştüğümüz düşleri gerçekleştirmek üzerine kurmasam dayanabilir miyim yokluğuna?
Yazının başında Nazım Hikmet'in yeni bulunan iki şiiriyle ilgili haberi veren Doğan Hızlan, 70. doğum gününde, 23.Aralık.2007 'de annesini yitirmişti. Annesi Fevziye Hızlan ile hiç evlenmeden yetmiş yıllık bir ömrü paylaşan Doğan Hızlan için bir yazı yazmış Ali Sirmen : "Bilmem Doğan Hızlan Bunları Düşündü mü?". Yazar ozan Jacques Brell'in bir sözüne gönderme yapıp acıların insan yaşamındaki sürekliliğine vurgu yapmış :"Hiçbir şey unutulmaz, yalnız onlarla yaşamaya alışılır hepsi bu". Ama beni en çok etkileyen yazarın annesinin cenaze törenine gelen Adalet Ağaoğlu'nun ilginç sözleriydi. Adalete Ağaoğlu cami avlusundaki çınar ağacından düşen bir yaprağı Doğan Hızlan'a vererek "Bak annen geldi" der. Hızlan yaprağı alıp elinde tutarak taziyeleri böylece kabul etmeyi sürdürür.
Tarladaki eski bağ damının briket duvarlarında ellerinin izi var. Bağın kış yorgunu toprağında ayak izlerin, çam ağaçlarının rüzgarla salınan ağırbaşlı dallarında gözlerin var. Zamanın bir yerine yazılmış, nehirler gibi çağlayarak akan sözlerin duruyor yanıbaşımda. Uzağımda olmadığını biliyorum.
Sagamunun küçük tarlasında
ateşler yanıyordu
seni seviyorum diyordun ateşler içinden
ateşler yanıyordu
seni seviyorum diyordun ateşler içinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder